Uzun bir ara vermiştim. Onca dert, çaba, neşe, coşku arasında biriken sayfalarca anı oldu. Kronolojik yazayım, dur videoyu bulup öyle yazayım derken hep erteledim. Ama bu gün güzel bir süpriz oldu. Blogger'lığımı hatırladım yeniden. Dettol'den kargo geldi. İçinden parmak boyası ve yeni sensörlü sabunları çıktı. Nisan ve Güney'in heyecanı, benim bir blogcu anne olarak hatırlanmamın coşkusu ile kendimizi yerleri, duvarları kah isteyerek kah sehven boyarken bulmamıza sebep oldu. Hemen boyaları denedik. Bir ikiz annesi çok boyutlu düşünebilmelidir; ama
Dettol'e hem süprizleri için, hem bizi yeniden çılgınlığa teşvik ettikleri için, hem Nisan ve Güney'in içini açıp lavaboda köpürtüp ziyan edemeyecekleri bir sabun tasarladıkları için, hem
de beni bloga döndürdükleri için teşekkür ederim.
Bundan sonra "Ay 1 Mayıs'ı yazmadan Haziran'daki yılsonu gösterisini yazmayayım", "Şu lirik dans hikayesi çok komik, yazayım ama saat 11 olmuş, şimdi geç oldu uzun sürer" demek yok. Çala kalem, ne zaman ne istersem, kısa kısa ama sık sık yazacağım. Özlemişim.
Buyurun, sözü uzatmadan sizi sanatsal çalışmalarımızla ve felaketimizle baş başa bıra
kayım yeni format gereği...