22 Aralık 2009 Salı

Diya...Monolog

Güney: Ben bugün Handan Hanım'ın(okul müdürü) odasına gittim, şeker verdi bana.
Nisan: Bana ne...
Güney: Ama hiç yemediğim çok güzel bir şekerdi, mmmf...
Nisan: (Bağırarak) Ben şeker sevmiyorum. Şu an şekerle ilgilenmiyorum.
Güney: Yarın bi daha vercekmiş bana o şekerden.
Nisan: İğrenç bi kere o şeker.
Güney: Sen benim şekerime iğrenç miğrenç diyemezsin tamam mı!! (Sinirle) Eve gidince ben napçam biliyor musun kılıcımı alıcam seni kesicem. [Bu anlarda korkuyor insan bir bebekten bir katil mi yaratmaktayız, nerede hata yapıyoruz? Hayır normalde de dünyanın en barışçıl en sevgi dolu insanı. Herhalde adam öldürmeyi de Bre Güney, oyun sandı...]
Nisan: Peki o zaman anneyle baba televizyonda haberler izlerken sıkılmayacak mısın? Kiminle oynayacaksın?
Güney: Sek sek oynarım kendi başıma.
Nisan: Beni hiç özlemeyecek misin?
Güney: Derim ki "Boşveer Nisan beni sevmiyordu...". Evde tek başıma kalınca, incem yataktan gitçem bakkala domates alcam, yumurta alcam. Yumurtaları çatlatacağım tavanın içine, sonra hapuy hupuy yiyeceğim. (Derken aklına harbiden Nisan'sız kalma fikri gelir; duygulanır. Nisan'a kur yapmaya başlar. İşler gelişir...)

Hiç yorum yok: